21 Şubat 2015 Cumartesi

"İnşaat Proje Yönetimi" nin en önemli safhası - İş Programı

Planlama  ve iş programına uygun çalışma konusu çok büyük önemine rağmen, müteahhitlik sektörünün  en zayıf noktasıdır.

CPM / PERT / PCS Proje planlama ve zamanlama metodolojileridir. 
Zamanımızda bu sistemlerin algoritmaları üzerine kurulmuş çok sayıda bilgisayar programları vardır. Primavera, Microsoft Project, Suretrac, Timeline, Artemis gibi..
İnşaat sektörü genelinde, CPM metodolojisi uygulamaları, yok denecek kadar azdır. Olan kullanımlarda da , programın daha çok “Çubuk Diyagram - Bar Chart” olarak işlev gördüğünü görüyoruz.
 Genelde, şartnameler gereği olarak şantiyelerde planlama görevlileri bulundurulur ve iş programı içeriğindeki sözleşme gerekleri yerine getirilmeye  çalışılır.

Genelde, Primavera inşaat sektöründe en etkin program olarak tanınmaktadır. “Zaman Planlama” (CPM) teknikleri firmalarda genel bir kültür, genel bir uygulama olmaktan çok, kişisel ilgi ile ferdi kullanımlar olarak görülmektedir.

İş programı nedir? Niçin yapılmalıdır, ne avantajlar sağlar? Nasıl takip edilir? Nasıl Güncellenir? Bunlar bilinmez ve bu işlem yalnızca sözleşme gereği yapılması zorunlu bir işlem olarak uygulanmaya çalışılır.


Planlama sonucu elde edilen zamansal veriler, projeye ait “Master Plan”ı  oluşturan tüm verilerin zaman ölçeğinde de belirlenmesini sağlamaktadır. Bu sayededir ki;
satınalma, bütçe, iş emirleri, ödeme kararları, nakit akış, bütçe, ekip optimizasyonu gibi kararların işleneceği modüllerde ölçme ve değerlendirme işlevlerini bilinçli bir şekilde yerine getirebilmekteyiz.

Uluslar arası bir inşaat firması kültüründe, “İnşaat Yönetimi” araçlarından olan bir CPM Programından  beklenenler;
1-     İş Emirlerini oluşturulabilmesi, bu sayede imalat takibi disiplininin sağlanabilmesi
2-    Kaynak ihtiyaç listelerinin belirlenebilmesi. Malzeme satın alma listelerinin zamana bağlı olarak düzenlenebilmesi, ödeme planlarının yapılabilmesi
3- İş gücü ihtiyaçlarının belirlenebilmesi, ekip optimizasyonlarının yapılabilmesi
4-     Bütçe gelir ve gider değerlerinin, nakit akış raporlarının zaman ölçeğinde  belirlenebilmesi
5-     Firma veya taşeron hakedişlerinin yapılabilmesi gibi işlevlerdir,
6-   Her imalat gerçekleşmesinin işin süre ve maliyetine etkisinin gösterilebilmesi gibi işlevlerdir.

Burada sayılan işlevlerin yerine getirilebilmesi ancak planlama kurgusunun gerekli detayda yapılabilmesi ile mümkündür. Nedir bu gerekli detay? Bu detay’a planlama mühendisi mi karar verir, yoksa projenin gerçek içeriği olan keşif verileri mi? 

Sayın meslektaşlarım;

20 Şubat 2015 Cuma

Türk İnşaat Sektörünün Güçlü ve Zayıf Noktaları

1972 yılından beri aktif olarak inşaat sektörümüzün aktif bir üyesiyim. Bunca yıl boyunca, değişen siyasi iktidarların sektör üzerindeki etkilerini, tüm fiyat farkı kararnamelerini, değişen inşaat ihale yasalarını (2490 - 2886 – 4734) izledim ve bunların kapsamında çalıştım. Bütün bunların olumlu ve olumsuz yanlarına bizzat yaşayarak şahit oldum.

İnşaat yazılımlarının ülkemizdeki ilk örneklerini üreten bir kişi olarak, Avinal Yazılım Firmasını kurulduğu 1991yılından bu yana, 1000 den fazla firma ve 10000’lerce teknik personel ile birebir iletişimde ve bilgi alışverişinde bulundum.

Özellikle 2000 li yıllardan sonra ERP sistem kurucu, planlama ve "İnşaat Yönetim" sistem danışmanı olarak bazı inşaat firmalarımızla birlikte Cezayir, Kazakistan, Afganistan, Katar, Azerbaycan, Ukrayna, Türkmenistan, Romanya, Libya gibi ülkelerde çalıştım. Bu coğrafyalardaki inşaat koşullarını, insan kaynaklarını ve Türk müteahhitlerinin konumlarını izledim.

Türk insanının dinamizmi, mesai kavramı olmayan çalışma şevki, cesareti, pratik zekası, uygulamadaki becerisi ile gurur duyuyorum. Bu ülkelerdeki insan kaynağını kendi insanımızla mukayese ettiğimde, bu farklılık bana her zaman gurur vermiştir.

Bu nedenle değilmidir ki 2001 krizinden bu yana 60 tan fazla ülkede binlerce şantiyede iş gerçekleştirebildik. 2008 yılında, global kriz öncesi, yurt dışında aktif şantiyelerimizin sayısı 5000 civarında idi. 2008 de iş kapasitesi olarak Amerika ve Japonya dan sonra dünya 3. sü, daha sonraki yıllarda ise Çin den sonra dünya 2. si olarak belirlendik.

Ama ne yazık ki, müteahhit firmalarımız, inşaatların fiziksel gerçekleşmesinde sağladıkları bu başarıyı, plansızlık, sistemsizlik, ölçme ve değerlendirme konularındaki yetersizlikler nedeniyle, finansal başarı olarak gerçekleştirememişler,  binlerce şantiyeden de zarar ile dönmüşlerdir.

Firmalarımız “Yönetim Sanatı”nın başarılı üyeleridir. Ama finansal başarı, ancak “Yönetim Bilimi”nin ve de “İnşaat Proje Yönetimi”nin günümüz teknolojisinin kurallarına uygun gereklerini yerine getirerek sağlanabilir.

"Türk insanının dinamizmi, mesai kavramı olmayan çalışma şevki, cesareti, pratik zekası ile gurur duyuyorum.” demiştim. Ama müteahhit firmalarımızın büyük bir çoğunluğu, projelere sistemsiz, hesapsız ve programsız yaklaşımlarının bedelini ağır bir biçimde ödemekte ve ödetmektedirler. Bu bedeli müteahhit firmalardan daha çok, o firmalarda çalışan taşeronlarımız, işçilerimiz, teknik personelimiz ve piyasa ödemektedir. 

Türk müteahhitlik sektörünü dünyada 2. konuma getiren, ana yüklenici firmaların profesyonelliğinden ziyade; Türk insanının dinamizmi, çalışkanlığı, pratik zekası ve özellikle taşeron firmalarımızın kendi işlerini iyi bilmeleri ve uygulamadaki becerilerindendir.

19 Şubat 2015 Perşembe

Bu Blogdaki Amacım ve Beklentilerim

Benim bu blogdaki amacım, "İnşaat Proje Yönetimi" içeriğinde bir beyin fırtınasına sebebiyet verebilmektir.

"Siz Bu Söylediklerim Hakkında Ne düşünüyorsunuz" başlıklı yayınımda bulunan  söyleşimde sektördeki sıkıntıları şu şekilde özetlemiştim;

- İnşaat Firmalarımız günümüz şartlarındaki teknolojiyi hazmetmiş değil
- İnşaat Firmalarımızın dünya ikinciliğinde olma sebebi, onların yönetim becerileri değil, taşeronlarımızın, insanımızın, teknik adamlarımızın becerisi, mesai tanımayan çalışması diyordum.

İnşaat Yönetiminin Safhalarını;  Fizibilite - Proje - Hazırlık - Planlama - Yürütme - Gerçekleşme - Ölçme & Değerlendirme olarak tarifleyerek, bu sistematiğin "ERP" sistemleri ile çözülebileceğini vurguluyorum.

Bu söyleşide reklam yaptığımı sanmıyorum. Amacım yol göstermekti.

Çünkü; Benim yıllardır süren KAVGAM mevcut sistemle, daha doğrusu sistemsizlikle. 

Bu sebepten; Bu blogda yazacaklarım yanlış addettiğim alışkanlıklara ve sistem diye algılanan sistemsizliklere, kurumsallıktan uzak kişisel becerilere dayanan yapılanmalaradır.

Umut ederim ki, "beyin fırtınası" ortamı saydığım blogda yazacaklarım, katılımcıların kendilerini koruma içgüdülerini uyandırmaktan ziyade bazı şeyleri tekrardan düşünmelerine yardımcı olur.

Günümüzde olması gereken "5D İnşaat Proje Yönetimi" içeriği özet olarak şu şekilde ifade edilebilir.

Bu blogda yazmak, paylaşmak ve beyin fırtınası oluşmasına sebebiyet vermek istediğim konular bu grafikte yer alan başlıklardır.

Şunu da vurgulamak isterim ki; "İnşaat Proje Yönetimi"nin bu sistematiğinden onlarca yüksek lisans tezi, ve 3-5 doktora tezi çıkarmak mümkündür.
Bu sistematik "Excel Sheet" lerle çözülemeyecek içerikte, başlı başına bir bilim dalıdır

 

"İnşaat Proje Yönetimi" nin Kurumsal Yapılaşması Önündeki En Büyük Engel - EXCEL Olmuştur

Bu başlığın, birçok kişiyi rahatsız edeceğini biliyorum.

1970 li yıllarda bir bankaya gittiğinizde, köşedeki kartoteks kutusundan hesap kartınız çıkarılırdı. Yatıracağınız veya çekeceğiniz para bu karta el ile yazılarak ilave edilir veya düşülürdü. Toplamada bir yanlışlık yapıldı ise silgi ile silinir ve tekrar doğru rakam yazılırdı.

Başka bir şehirdeki bir şubeye havale yapmak istediğinizde, yıldırım telefon yazdırır,2-3 saat kadar beklerdiniz. Aynı kartoteks kutusu ve kart işlemleri bu işlemde de aynı idi.

Kartta el ile yapılan bu hesap hareketlerinin, şubelerden merkeze giden verilerin, merkezde hangi aralıklarla güncellenebildiğini, şubeler arası borç-alacak dökümlerinin hangi sürelerde gerçekleşebildiğini, düşünebiliyor musunuz? O zamanlarda yapılan bankacılık  değil miydi ?

"Yönetim” kavramının 2000 li yıllarda ne kadar değiştiğinin farkında değil misiniz ?
O günlerden bugünlere bankacılıkta değişen temel kuramlar ve işlemler mi yoksa sistemler mi?

Değişen yalnızca teknoloji ve araçlar yardımı ile sistemler. Bugün bankacılıkta bütün bilgi sistemi tek bir çatı altında toplanmış. Sektörlerde bu çatıyı oluşturan, girilen bir verinin, ilgili kişiler tarafından ve her noktadan paylaşılmasını sağlayan bu çoklu yazılım çözümlerine "ERP" ismi veriliyor.

Eskiden belki bir ay sonra görebiliyor,  öğrenebiliyor ve yönetim kararlarını aldığınızda ise muhtemelen iş işten geçmiş oluyordu.

“Nakit akışı -Bütçe”  kavramı ve içeriğinin o günden bugüne farkı nedir? Bunlara ait tabloların içeriği değişmedi. Değişen bu tablolara, veriye ulaşma hızı, bu tablolardaki verinin doğruluk derecesi. Yönetimin bilgilenme süreci, mevcut teknoloji ve bu araçlar ile saniyeler mertebesine indirildi.

Günümüzde ki bankaların, EXCEL sheetler ile, şubedeki hesap işlemlerini takip etmelerini normal kabul edebilir misiniz?

Peki, yurt dışında veya içinde birçok şantiyesi olan, onlarca teknik personeli, taşeronu ve yüzlerce işçisi olan bir "İnşaat Şirketinin", EXCEL tabanlı verilerle bilgilenmesini ve gerekli bilginin kişilerin şahsi excel dosyalarında tutulmasını nasıl onaylayabiliyorsunuz? 


Sisteminiz mi kişilere, kişiler mi sisteminize bağımlı olmalı?
EXCEL kullanımının gerçekten sorularınızı çözdüğüne mi inanıyorsunuz, YOKSA doğru teknoloji ve sistem içinde yerinizi koruyamayacağınızdan veya yetersiz kalacağınızdan mı korkuyorsunuz?

"Dün yaptığınız şey, size bugün hala yeterli geliyorsa, siz bugün için yeterli değilsiniz demektir"  Earl Wilson

18 Şubat 2015 Çarşamba

"Planlama - İş Programı" kavramları ne ifade etmektedir ?



“Planlama” kelimesi hemen  her sektörde benzer algılamaya sebep olmaktadır.
İmalat  üretim sektörlerinin en karmaşık, en kapsamlı  sektörü sayılan İnşaat sektörü için ise bu kavramın çok daha önemli ve detaylı bir içeriği vardır. İnşaat Sektöründe uygulanan  projeler genelde kendini tekrar etmez, çalışılan coğrafya hemen  her projede farklıdır, ekipler farklıdır, muhatap olunan idare farklıdır.
Bu nedenlerden dolayı. “Planlama”  kavramı içeriği İnşaat sektörü açısından çok daha kapsamlı bir şekilde ele alınmalıdır.
Ayrıca İnşaat Yönetiminde, “Planlama” kavram ve metodolojilerini 2000 li yıllar öncesi ve 2000 li yıllar sonrası olarak  farklı algılamalı ve yorumlamalıyız.

 “İnşaat Yönetim” de olduğu gibi “Planlama” olgusunun dünü ve bu günü arasında da uygulamada
büyük farklar vardır.  2000 li yılların bilgi işlem teknolojilerinin sağladığı veri işleme, veri yorumlama, veri raporlama kolaylıkları ile internet teknolojilerinin  sağladığı veriye ulaşma ve iletişim kolaylıkları bu alandaki knowhow’ın  kolayca yapılabilirlik veya uygulanabilirlik kazanmasını sağlamıştır.
2000 li yıllar öncesinde; Planlama kavramı Primavera ve MS Project gibi (Critical Path Method) CPM yazılımları ile sınırlı kalmıştır. Buna parallel olarak, planlama teknik personelinin değerlendirilmesi de onların bu programlardaki kullanıcı hakimiyetleri olarak değerlendirilmiştir.
2000 li yıllarda; Bilgi işlem ve internet teknolojilerinin sağladığı  imkanlar ile geliştirilmiş ERP sistem araçları, firmaların daha içerikli veri ile daha kollektif  çalışabilmelerini sağlayabilmektedir. Veri hakimiyeti ve yönetimini kolaylaştıran ve hızlandıran bu araçlar firmalarda kurumsallaşmayı tetiklemiştir. Firmalarda kişisel beceriler değil kollektif başarılar ön plana çıkmıştır.
2000 li yıllarda, Planlama uzmanlığı da bu kurumsal yapı içinde, kişisel bir beceri olarak değerlendirilemez. Kurumsal bir yapının içinde kollektif  bir  çalışmanın ürünü olarak düşünülmelidir.


Planlama konusunu ve bu içerikte çalışan planlama teknik personelini artık yalnızca kişisel beceri veya CPM programlarına hakimiyeti ile değerlendiremeyiz. Onu firmanın kurumsal ve işlevsel yapısı içinde, teknik sorumluluk pozisyonunun gereği olan veri hakimiyeti ve yönetimi ile ilgili becerisi ile değerlendirmeliyiz.